30 Mayıs 2011 Pazartesi

Buram Buram Tarih Kokuyorsun Bursa! Yeşil Bursa!


Yıllardan 2011, aylardan Mayıs ve günlerden Cuma! 
Acelece karar verilmiş çok acele bir gezi..
Öncelikle şunu anladım ki bir insan ne isterse Rabbim bir şekilde ona ihsan ediyor. Bursa benim çocukluk duamdı. Küçükken radyo tiyotraları dinlerdim çokça. televizyon olmadığı için çocukluğum bir çok çocuğa göre daha şanslı ve nasipli geçti diye düşünüyorum çok şükür. Çokça radyo tiyatrosu dinlerdim. büyük evliya zatların, mübarek evliyaların hayatları dinlerdim. bir kere değil hemde bir kaç kere..
Ve işte 8 yaşlarındaydım sanırsam. Emir Sultan'nın radyo tiyatrosunu dinliyordum. Orada Emir Sultan ''benim kabrime gelip bir fatiha okuyanın vucudu cehennem ateşi görmesin'' diye bir duası vardı.Beni mest etmiş ve o zaman çok dua etmiştim. 
Ve evet! :)) Bursaya gidildi, Emir Sultanın kabrinde bir değil bir kaç fatiha okundu çok çook şükür!

Önce şu aşağıdan başlayalım. bu fotoğraf otobüs çekimi malum. Turla gidilince bağımsız olamıyorsun (ağlama efekti var burda) =)

 İlk olarak 1. Muratın türbesi ziyaret edildi, O kadar maneviyatlı bir hava mevcut ki, gerçekten oraları görmek, yaşamak lazım.
Bu manzara Bursanın genel olarak görünüşüymüş, öyle dediler. :)

 Burasıda ayrı bir açıdan manzaramız oluyor.


Ve işte aşağıdaki Fotoğraf  1. Muratın Türbesi. İnsanın içi kabarıyor adeta!

Ve yine bir başka açıdan Bursa

 Oradan sonra geçtik Süleyaman Çelebi hazretlerinin mezarına.
Üç tane fotoğraf var. 
Lakin şöyle bir durum vardı  orada, müthiş bir hava, bir sakinlik, bir huzur vardı..



Bu gördüğünüz Fatih Sultan Mehmet'in babası, 2. Murat'ın mezarının üstü. Vasiyet etmiş üstü açık kalsın yağmur üstüme yağsın diye.2. Murat'a da ayrı bir sevgimiz var. yani onuda söyliyelim. :)

 Bursaya gidilirde ne yenilir? Tabikide iskendeer! Bu, şehre küstü camisinin sağ tarafında müthiş iskender yapan bir yer var. oradan yedik. giderseniz aklınızda bulunsun. bu aşağıdaki yazıyı önünüze alın ve oranın tam sağına düşen yerde o restoran. Bizim guruptan birisi yarım porsiyon istedi. Bizim servislerle ilgilenen amcada kızarak ben bile bir porsiyon yiyorum yarım porsiyon dediğin nedir kii diyerek bizi kahkahaya boğdu =))
Çok tatlı bir amca,ve Bursa iskenderinin hasını yapıyorlar bence! yani giderseniz oradan yiyin derim muhakkak.



Bir başka Bursa manzarası.
                                                                     
Güzel tarih kokan Bura sokakları.
Ve işte yine çok çok Büyük mübarek zatlardan biri olan Üftade Hazretleri..

Final olarak vuruş noktamız ise Mübarek Emir sultan hazretleri.
Benim yanımda yeri hep ayrı hep güzel...
Rabbime sonsuuz hamdlar, şükürler...
Bu iki fotoğraf ise dönüş yolu olarak otobüs çekimi, Bursanın çıkışına doğru, hatta çıktıktan sonra belkide bilemiyorum :(


Sonuç olarak, yaşamak istediğim şehirlerin başına Bursa eklendi ve liste kaldırıldı...

Eklemediklerim, Orhan gazi, Osman gazi, Yıldırım Bayezid ve oğulları, çekirge sultan ve birde Ulucami var.

Bursa Bursa! Tarih kokan Bursa! Yeşil Bursa! Ne güzelsin sen Bursa!
İstanbul'a da çok yakınsın sen Bursa! =))


10 Mayıs 2011 Salı

İnsanın ne olacağı küçükken belli olabilir.(mi?)



Üç beş yeni foto çektim. 
Ve akabinde uzun süredir yazmak istediğim bir konu vardı. Nihayet onu dile getirmek istiyorum. Ortaokul döneminde sınıfımızda bir kız vardı. Dört yada beş kardeşlerdi. tam hatırlamıyorum. kendisi evin en küçüğüydü. Bunun ablaları abisi ateist, din tanımayan umarsız kişilikli şahıslardı. Ve bu kızda o zamandan aynı onların yolundan giden bir değişik tipdi.Benim hiç bir zaman sorumun olmadı, iyi anlaşırdım. ben herkesle iyi anlaşırım. bir kavgamız  problemimiz olmadı hiç bir zaman. Hatta ben o yaşlarda dilim döndüğünce birşeyler anlatmaya çalışırdım. bir keresinde yurtdışındaki akrabalarının gelirken domuz eti getirdiğinden ve kendisinde ondan yediğinden bahsetmişti. bunu bize anlatırken, başka bir arkadaş '' kızım çok iğrençsiniz onu yemek çok günaah'' demişti. buda ''naapim ben çok açtım yedim'' deyip baya bir gülmüştü. bense sadece bakakaldım. ve çok sinirlenip orayı terk ettim. dakikalarca midem ağzıma gelmiş ve çok hiddetlenmiştim. o zaman araya çok soğukluk girmişti. ve bu kızın geleceğinin hiçte iyi olmayacağı hissi sarmıştı beni. ki biz o zaman 12-13 yaşlarındayız. ve aradan 10 yıl geçti. geçen sene,facem daha vardı o zamanlar, bu kızın face'ine bir göz atmıştım. Ve gerçekten balığın baştan koktuğunu o zaman daha iyi anladım. dini inanç kısmına aynen şöyle yazmış ''kandırmıyorum kendimi''...
 
 
Yazık sana be arkadaşım. 
Gerçekten çook yazık.
Face kullanmıyorum uzuun süredir. acaba kimbilir şimdi ne hallerdesin.
Ve acaba sen şimdi kendini nelerle kandırıyorsun.??
 
 
 Rabbim kimseyi sapıtmasın, kimseyi nefsinin oyuncağı etmesin...