24 Aralık 2009 Perşembe

Özgürlük...






     çekim: ben



Yazık ki akşam oldu biz yine yalnız kaldık

Bir kıyısı görünmez denize daldık

Bir gemiye binmişiz bulanık bir gecede

ALLAH'ın denizinde ALLAH'tan uzak kaldık...
   

  MEVLANA


Bir söz işittim bugün!  ''Doğdumuz gün özgürlüğümüzün bittiği gündür'' diye. Ağlayarak geldik bu dünyaya hepimiz. Bağırarak geldik. Ve ruhumuz girdi bu bedenin içine! Daha özgürlüğün tanımını bilmeden açgözlülükle istedik!  Bilip bilmeden savunduk özgürlüğü! İstedik yana yakıla! Ve aslında insanlar,daha ziyade kendilerini birer köle yaptılar! Özgür olacağız, özgür yaşayacağız diye Kölelerin kölesi oldular! Saçma sapan düşünceler, kavramlar uydurdular. Adına özgürlük dediler!  Özgürlük! Nedir özgürlük? Bu bedenin içinde ne derece özgürlük? 
 Ne kadar güzel söylemiş Mevlana! O'nun gemisinde O'nun denizindeyiz. Kıyıyı kaybettik, Denizi bulandırdık! Özgürlüğün tarifi verildi, özgürlüğün Kitabı verildi! kabul etmedik! Umursamadık! Her gün bir şans daha verildi. Sağlığımızın olduğu, imanımızı kaybetmediğimiz her gün, her dakika hediye edildi! Sabretmeyi bilmedik! Beklemeyi bilemedik! Ölüm ki ancak bizi kurtarır bu hapisten!(yaşamayı bilirsek) Bu beden hapsinden!

Söz ile başladık ve bir söz ile kapatıyorum tekrardan.

 ''Dert sahibi kul derdine derman araken, derman sahibi Allah kendine yaklaştırmak için dertli kul ararmış. Eğer dert olmasaydı, Mevlaya yaklaşmak da olmazdı. Bir hayat ki sonu Cennet! Bu hayatın cefasından ne çıkar??? Bir hayat ki sonu Cehennem! Bu hayatın sefasından ne çıkar??? ''
 


2 yorum:

Yorum, düşünce, ne dersen artık...