16 Nisan 2018 Pazartesi

İbrahim Tenekeci Geldik Sayılır

Merhabalar.
Bugün buraya bir gezi yazısı ile gelmedim :) ilk defa bir kitap hakkında yazacağım.
İbrahim Tenekecinin “geldik sayılır” isimli kitabını size biraz olsun kendimce anlatmak istiyorum ki herkes bu kitabı alsın okusun muhakkak. Oğlum doğdu doğalı biraz kitaba ara vermiştim. Fakat hamd olsun şu son 1,5 yıldır tekrar başladım. 
Bu kitabın karşıma çıkış süresi de manidar aslında. Çocuk binalarda büyüyor onu doğaya daha sık çıkarmalıyım ağaçlar ile çiçekler ile haşır neşir olsun hep düşünceleri içerisinde iken bir gün siparişini verdim bu kitabı. 
İbrahim Tenekeci bu kitabı parça parça 15 yıl içerisinde gezdiği gördüğü bir çok yeri anlatmış. Fakat o biçim anlatmış. Şahsen o anlattığı yere gitsem (misal Sakarya Geyve) o ilçede ki meydandaki çorbacı bulunur çorba içilir gözü kapalı. 
Misal çıktıkları dağı yürüdükleri yolu gezdiği yaylayı öyle güzel anlatmış ki öyle akışkan mest edici bir hava içerisinde bahsetmiş hadi çantamı hazırlayım Ya Allah çıkayim şu dağa bir gezineyim tefekkür edeyim doğayı bir koklayayım havası oluşuyor insanda. 
Bir kısmında çiçeklerden bahsetmiş. Küpe çiçeği Açelya begonya sardunya, öyle hoş anlatmış ki; orda kitabı kapatıp bir koşu mutfaktaki Açelya mı koklayıp sevip geri geldim kitaba devam ettim.
Bazı kısımları insanı hüzünlendiriyor. Zaman zaman tebessüm ettiriyor. Özellikle dağ bayır ova yayla ve doğa vurgusunu çok çok iyi betimlemiş anlatmış.
Evet bu kitap hakkında yazacaklarım bu kadar değil elbette. Ama sizi sıkmak istemiyorum. 😊


İnsan hiç olmazsa sene de 2 defa bol ormanlı, doğa ile iç içe olacak bir ortamda bir miktar kalmalı. Bunu küçük çocuğum için bilhassa canı gönülden arzu ediyorum ve istiyorum. Bir keresinde bir kitapta okumuştum. “Çiçekler ile doğa ile vakit geçiren insanın tevazusu Yüksek olur kibiri gururu olmaz” İnşaAllah diyelim niyet edelim. 


bahar yeniden başlamanın adıdır. Allah yeniden başlayanların yardımcısıdır...


6 Nisan 2018 Cuma

Masaldan Öte Bir Yer

Herkese Selamlar!
Şimdi size gerçektende masalımsı bir yer adı vereceğim. SAFRANBOLU
Ben geçtiğimiz Ağustos ayında nihayet gidebildim. Öncelikle şunu belirteyim. Gittiğimiz gün yaz aylarının ennn ennnn sıcak günlerinden biriydi. Ben diyeyim 35 siz diyin 40 derece. Abartısız çok sıcak bir güne denk geldik.
Biz geçtiğimiz yaz Bartın’da kaldık 1 ay. Bartın’dan Safranbolu’ya geçtik. 80 km arası. Yalnız şöyle söyleyim abartısız hayatımda gördüğüm en güzel ağaçlı yoldan geçtik. Koskoca ağaçların tepesi yol boyu birleşmişler Allahım Allahımm öyle güzel öyle muazzam ki tarif edemiyorum 😍 aşağıya fotoğraf ekliyorum. Çok az fotoğraf çekebildim. Oğlum Muhammed Bilal de bizde sıcaktan perişan olduk. Tepemiz yandı resmen yine de bir miktar gezip eve döndük gerçekten dayanılacak gibi değildi.
Yolum düşerse yada düşmese de bir daha gitmek istiyorum kesinlikle. Çok bambaşka bir hava hissettim orda. Ayrıca bunu hisseden tek değilim :) İnsan bir garip mutluluk içerisine giriyor orda (sıcağa rağmen evet ☺️)
Esnafı da halkı da çok Güleryüzlü. Şahane bir çarşısı var ve mükemmel el yapımı işler var. Lokumu var 😍
Varda var daha ne diyim.
En iyisi siz en kısa zamanda gidip gezin görün. 😉